22 Şubat 2011 Salı

BEYOĞLU ENDÜSTRİ MESLEK LİSESİ BASIN AÇIKLAMASI



BASINA ve KAMUOYUNA
(16. 12. 2009)

Türkiye’de eğitim sistemi yıllardır sürdürülen politikalar sonucu tam bir sorun yumağı haline getirilmiştir. Özellikle AKP hükümeti döneminde eğitimde gerçekleştirilen kadrolaşma, baskı ve sürgünlerin yanı sıra eğitimde yaşanan yoğun ticarileşme ve özelleştirme uygulamaları eğitim sistemimizi çıkmaza sürüklemektedir.
Anayasanın 42. maddesinde “Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.’’ denilmesine rağmen,  emekçi halkı, daha okullar açılmadan eğitim harcamalarının altından nasıl kalkacaklarının derdi almaktadır. Dünyanın birçok ülkesinde devletler yurttaşlarına parasız, nitelikli kamusal eğitim olanakları sunarken, ülkemizde eğitime bütçeden yeterli pay ayrılması bir yana okulların ödenekleri her geçen yıl azaltılmaktadır. Okulların araç gereç ihtiyaçları yeterince ve yenilenerek karşılanmamaktadır. Özel okullara yatırımda sınır tanımayan AKP hükümeti sıra devlet okullarına geldiğinde bu okullara üvey evlat muamelesi yapmaktadır. Okulları ticarethane, öğrenciyi müşteri gören bu zihniyet her şeyi rant üzerinden değerlendirmeye devam etmektedir. Sıra yeterli ödenek ayrılmayan, suyu, elektriği, doğalgazı kesilen devlet okullarının satılmasına gelmiştir. Okullar satışa çıkarılmaktadır.
Evet..Kamu kuruluşları,  fabrikalar,  bankalar,  havaalanları, köprüler,  demiryolları, otobanlar, dağlar, dereler, su,  taş, toprak derken sıra okullara gelmiştir. İstanbul’da şehrin göbeğinde bulunan, değeri milyonlarca dolarlarla ifade edilen okullar arazileriyle satışa hazırlanmaktadır. Şehir merkezinde trafik sıkışıklığına yol açtıkları, öğrenci sayılarının az olduğu gibi gerekçelerle satışı planlanan 45 okuldan 22 lise ve ilköğretim okulu üzerinde satış amaçlı çalışmalar sürmektedir. İstanbul Valiliği, Bayındırlık İl Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Emlak Daire Başkanlığı ve Umumi Emlakçılar Odası’ndan oluşan bir heyetin  okullarımızı satmak için aylardır çalışmalar sürdürdüklerinin bilgisini almaktayız.
İstanbul Valisi Muammer Güller satışa çıkarılan 22 okulu açıklayarak  okullardan elde edilecek gelirin yeni okulların yapılması ve arsaların kamulaştırılmasında kullanılacağını söylemiştir. “Satışlara rantı çok yüksek okullardan başlanılabileceğini” dile getiren Muammer Güler “satışı yapılacak okulların mekânlarının turizm veya iş merkezi olarak değerlendirilebileceğini söylemiştir. Beyoğlu’nda bulunan Beyoğlu Refia Övünç K.T.Ö Olgunlaşma Enstitüsü de satışa çıkarılan okullara eklenmiş olacak ki okulun tapusu ve okulda öğretim gören öğrencilerin ikametgah dahil tüm kimlik bilgileri istenmiş, son günlerde de okul müşteriler tarafından sık sık ziyaret edilmeye başlanmıştır. Yine okulumuz Beyoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi sessizce zamana yayılarak kapatılmak istenmektedir. Bütün satışa çıkarılan okullarda uygulanmak istenen taktiğin Beyoğlu Endüstri Meslek Lisesi’nde de uygulanarak yaşama geçirilmesi hedefleniyor. Bu okulda içinde bulunduğumuz 2009-2010 eğitim-öğretim yılında 9. sınıfa öğrenci alınmayarak okulun kademeli olarak kapatılması planlanmaktadır. Bu okul üzerinde yapılan hazırlıklara ve planlamaya bakacak olursak genel anlamıyla AKP hükümetinin eğitim-öğretime bakış açısının özelde somutlaşmış bir uygulamasıyla karşı karşıya kaldığımız görülecektir. Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bilfiil kendisi bu okulu ziyaret ederek kapatma planını kademe kademe uygulamaya koymuştur. Bakan’ın ardından okula gönderilen müfettişler okulun kapatılmaması yönünde karar beyan edince müfettiş değiştirilmiş, Hüseyin Çelik’in projesine uygun karar çıkarılması sağlanmıştır. 

Yetkililere soruyoruz:
1)   Beyoğlu gibi iş ve ticaret merkezi olan bir yerdeki tek endüstri ve meslek lisesini kapatarak Beyoğlu’nda yaşayan emekçi çocuklarının geleceği ile oynamıyor musunuz?
2)      Bu okulun binası yeterli görülmüyorsa neler önerildi? Tadilat mı?, Ek bina mı? Okuldaki öğretmenlerin, velilerin ve yetkili sendikanın düşüncesi alınarak çözüm üretilemez mi?
3)      Bu bina meslek lisesi olarak uygun bir yapıya sahip değilse uzun yıllardır neden ve nasıl kullanılıyordu?  Peki, bundan sonra nasıl ve ne amaçla kullanılacak? Vali Muammer Güler’in açıkladığı gibi satılarak rant kapısı olarak mı görülecek?
4)     İçinde bulunduğumuz eğitim-öğretim yılında bu okulun 9. sınıfına alınmayan Beyoğlu’nda yaşayan emekçi çocukları  kendi kaderlerine terk edilmedi mi?
5)      Kentsel dönüşüm çerçevesinde çizilen -ki bunun rantsal dönüşüm olduğu aşikardır- bu rant projelerine okullar da dahil edilerek, okulların kent dışına çıkarılması amaçlanmaktadır. Ulaşımın imkânsız olduğu alanlarda öğrenicilerin eğitim öğretim görmesi ne kadar doğrudur?
6)     200 yıllık bir geçmişi olan Beyoğlu Refia Övünç K.T.Ö Olgunlaşma Enstitüsü üzerinde ne tür oyunlar planlanmaktadır?

Bizler;  Okuluma Dokunma İnisiyatifi olarak diyoruz ki;
Okullar rant kapısı değildir, eğitim-öğretim kurumlarıdır. AKP hükümeti piyasacı politikalarından vazgeçmeli ve okullarımızdan elini çekmelidir. Okulların satışa çıkarılması AKP’nin özelleştirme politikasının sonucudur. Okullarımızın kapatılarak satılmasına sessiz kalmayacağız.  Bizler, Eğitim ve Bilim Sendikaları, Kitle Örgütleri, Dernekler, Odalar, Siyasi Partiler,  Veliler ve Öğrenciler olarak birleşik mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz. 

               
OKULLAR HALKINDIR SATILAMAZ…!
            AKP OKULLARDAN ELİNİ ÇEK….!                                                                                            

                                                                                                             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder